I went camping last summer.
- Geçen yaz kampa gittim.
I go to the country every summer.
- Her yaz köye giderim.
In the late 1950's, my mother wanted to buy a bottle of rum, and the clerk at the Ontario liquor store asked her, whether she had a note from her husband.
- 1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.
The clerk nodded, so the woman wrote a check and handed it over.
- Katip başını salladı bu yüzden kadın bir çek yazdı ve onu teslim etti.
Jim wrote the letter for Betty.
- Jim, mektubu Betty'ye yazdı.
I wrote the wrong address on the envelope.
- Zarfın üstüne yanlış adres yazdım.
I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script?
- Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?
He writes scripts for TV shows.
- O, TV gösterileri için senaryolar yazar.
He penned it down so as to not forget it.
- Onu unutmamak için yazdı.
You must not write a letter with a pencil.
- Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın.
He never fails to write to his mother every week.
- O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.
Tom jotted down a message to Mary.
- Tom Mary'ye bir mesaj yazdı.
I prefer reading to writing.
- Okumayı yazmaya tercih ederim.
She is writing a letter now.
- O şimdi bir mektup yazıyor.
I will prescribe a febrifuge to you.
- Size bir ateş düşürücü ilaç yazacağım.
You should go to specialist, for now I will prescribe you medicine.
- Bir uzmana gitmen gerekir, şimdilik sana ilaç yazacağım.
Words fly away, the written remains.
- Söz uçar, yazı kalır.
Esperanto is written phonetically with an alphabet of 28 letters.
- Esperanto, 28 harfli alfabe ile fonetik olarak yazılır.
Please write down your name.
- Lütfen adınızı yazın.
Write down your date of birth here.
- Doğum tarihinizi buraya yazın.
This is the pencil with which she wrote it.
- Bu onun onu yazdığı kurşun kalemdir.
Tom took out a pencil and started to write.
- Tom bir kalem çıkardı ve yazmaya başladı.
Dan printed thousands of pages of articles from the Internet.
- Dan internetten binlerce sayfa makale yazdırdı.
I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script?
- Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?
Bicycles are for summertime.
- Bisikletler yaz içindir.
I like cold potato salad in the summertime.
- Yaz zamanı soğuk patates yemeyi severim.
At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
- Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
Yuka types better than Alice.
- Yuka Alice'den daha iyi yazar.