We have to get Heracles' bow back.
 - Heracles'in yayını geri almalıyız.
In Japan, bowing is common courtesy.
 - Japonya'da eğilmek yaygın bir nezakettir.
Tom often thinks of Mary when he hears a string quartet.
 - Tom yaylı sazlar dörtlüsü duyduğunda sık sık Mary'yi düşünür.
A violin is a stringed instrument.
 - Keman, yaylı bir enstrümandır.
The fire, which has been raging for over a week in eastern California, continues to expand.
 - Bir haftadır kırıp geçiren Doğu Kaliforniya'daki yangın, yayılmaya devam ediyor.
In 1998, Dan Brown released Digital Fortress. Five years later he completed another best seller, The Da Vinci Code.
 - Dan Brown 1998 yılında  Dijital Kaleyi yayınlandı. O, beş yıl sonra başka bir best seller  Da Vinci Şifresini tamamlandı.
Super Mario Bros. was released thirty years ago.
 - Süper Mario Kardeşler otuz sene önce yayınlanmıştı.
Who is likely to be spreading that information?
 - O bilgiyi muhtemelen kim yayıyor?
Tom was guilty of spreading lies about Mary.
 - Tom Mary hakkında yalanları yaymakla suçluydu.
That organization disseminates a lot of information, none of which can be trusted.
 - O örgüt hiçbiri güvenilir olamayacak kadar çok bilgiyi yaymaktadır.
The fire spread and licked the neighboring house.
 - Yangın yayıldı ve komşu evi yaladı.
We should check the spread of the disease.
 - Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.
The arc of the moral universe is long, but it bends toward justice.
 - Ahlaki evrenin yayı uzun, ancak adalete doğru eğilir.
Planets don't emit light by themselves.
 - Gezegenler kendiliğinden ışık yaymazlar.
Even the best cars emit carbon dioxide
 - En iyi arabalar bile karbon dioksit yayar.
Yay! I have finally finished my work!.