yavaşlamış

listen to the pronunciation of yavaşlamış
التركية - الإنجليزية
retarded
slowed
yavaşla
ease off
yavaşla
decelerate
yavaşla
{f} slow

Tom told me to slow down. - Tom yavaşlamamı söyledi.

Ambulances don't have to stop at red lights, but they usually slow down. - Cankurtaranlar kırmızı ışıklarda durmak zorunda değiller ama genellikle yavaşlarlar.

yavaşla
{f} slowed

You've slowed us down enough already. - Zaten bizi yeterince yavaşlattın.

After the first year, the patient's recovery slowed to a standstill. - Birinci yıldan sonra, hastanın iyileşmesi durma noktasında yavaşladı.

yavaşla
slow up