Mary spoke Japanese slowly.
- Mary Japonjayı yavaşça konuştu.
She slowly closed her eyes.
- Yavaşça gözlerini kapadı.
Tom spoke quietly into the microphone.
- Tom mikrofona yavaşça konuştu.
Tom slowly turned the doorknob and entered the room quietly.
- Tom yavaşça kapı kolunu çevirdi ve sessizce odaya girdi.
I walked softly for fear of waking the baby.
- Bebeği uyandırmaktan korktuğum için yavaşça yürüdüm.
The helicopter gently touched down.
- Helikopter yavaşça yere indi.
Tom gently closed the door.
- Tom kapıyı yavaşça kapattı.
The patient moved his lips slightly.
- Hasta, dudaklarını yavaşça kımıldattı.