yarılmış

listen to the pronunciation of yarılmış
التركية - الإنجليزية
chappy
severed
cloven
broken
yar
lover
yar
{i} love

He's not my boyfriend, it's just platonic love with benefits! - O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk.

The mischievous son loved his dad. - Yaramaz oğul, babasını sevdi.

yar
rive

If it's a good day tomorrow, let's go to the river to swim. - Yarın hava iyi olursa, nehre yüzmeye gidelim.

The river is fifty yards across. - Nehir karşıdan karşıya elli yardadır.

yar
cleave
yar
{f} rived
yar
{f} riven
yar
{f} slit
yar
Split
yar
clove

Is eating a clove of garlic every day beneficial to your health? - Her gün bir diş sarımsak yemek sağlığınız için yararlı mıdır?

yar
cloven
yar
recourse

His last recourse will be to go to his father for help. - Onun son başvurusu yardım için babasına gitmek olacak.

yar
scarp
yar
precipice
yar
precipice, cliff
yar
cliff
yar
{f} breach
yar
incise
yâr
friend
yâr
lover; friend
yâr
beloved, love; lover
yâr
helper
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف yarılmış في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

yar
Quick and agile; easy to hand, reef and steer

to make a ship best weighed, or yarest in her going.

yar
Yemen Arab Republic [Yemen (Sanaa) or North Yemen]; used for information dated before 22 May 1990 or CY91
yar
Youth at Risk
yar
A nautical exclamation used by sailors or pirates to express anger, dismay or approval
yar
No real translation, just used at the end of a verb to make it a command Not meant to be used when speaking to superiors Examples
yar
Yard and silvviculture materials including bark, woodchips, leaves, grass clippings, brush, small tree limbs, and stumps
yar
Especially of a sailboat, of a vessel which is quick, and agile. Of one which is easy to hand, reef and steer
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) MÜNFATIR
YÂR
(Osmanlı Dönemi) Âşık. Mâşuk, sevgili
YÂR
(Osmanlı Dönemi) Yardımcı
YÂR
(Osmanlı Dönemi) f. Dost, ahbab, tanıdık
yar
Sel sularının toprağı aşındırmasıyla meydana gelen yer yarığı, uçurum
yar
Uçurum
yar
Deniz, göl, ırmak gibi su kıyılarında veya karada dik yer, uçurum: "Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur."- Atasözü
yar
Yarık, çatlak
yarılmış
المفضلات