التركية - الإنجليزية
تعريف yarıklar في التركية الإنجليزية القاموس.
- yarık
- cleft
- yarık
- {i} slot
- yarık
- {i} slit
- yarık
- hiatus
- yarık
- crevasse
- yarık
- {i} rift
- yarık
- {i} shake
- yarık
- {i} rent
- yarık
- {i} Chink
- yarık
- groove
- yarık
- (İnşaat) wedge
- yarık
- notch
- yarık
- slash
- yarık
- chop
- yarık
- burst
- yarık
- (Fizik) trough
- yarık
- rip
- yarık
- fissured
- yarık
- cutting
- yarık
- cut
- yarık
- fissure
- yarık
- split
- yarık
- cranny
- yarık
- crevice
- yarık
- gap
- yarık
- kirving
- yarık
- kibe
- yarık
- incision
- yarık
- chappy
- yarık
- chip
- yarık
- grike
- yarık
- cleavage
- yarık
- riven
- yarık
- tear
- yarık
- vent
- yarık
- chap
- yarık
- split, cleft, cloven; slit
- yarık
- cloven
- yarık
- split, cleft, fissure; slit, chink
- yarık
- interstice
- yarık
- split, cleft; crack, split, cut, rift, fissure, incision, chink, cleavage, slot, rent, gap
- yarık
- (derin) chasm
- yarık
- (Anatomi) hiatus
- yarık
- breach
- yarık
- gash
- yarık
- mining kerf, undercut
- yarık
- scissure
- yarık
- disrupt
- yarık
- cleavaue
- yarık
- kerf
- yarık
- brust
- yarık
- broken
- yarık
- fracture
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف yarıklar في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) FÜLÛ'
- Yarık
- (Osmanlı Dönemi) AREN
- Yarık
- (Osmanlı Dönemi) FÜLC
- yarık
- Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak, gedik, rahne
- yarık
- Anlaşmazlık, bölünme: "Şimdiden birtakım yarıklar açan siyasi rekabetten başka ne mana verilebilirdi?"- Y. K. Karaosmanoğlu
- yarık
- Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak, gedik, rahne. İnce bir çizgi durumunda açılmış yara: "Kendini göstermek için terliklerini yarık topuklu tabanlarında şaplata şaplata geçmişti."- H. Taner
- yarık
- Anlaşmazlık, bölünme
- yarık
- Yarılarak açılmış veya yarılarak oluşmuş
- yarık
- Küçük bir ışık demeti elde etmek için ışık kaynağının önüne konulan, saydam olmayan bir düzlem üzerine açılmış, dikdörtgen biçiminde küçük delik
- yarık
- İnce bir çizgi durumunda açılmış yara