She trembled like a leaf.
- Bir yaprak gibi titriyordu.
A dead leaf fell to the ground.
- Kuru bir yaprak yere düştü.
Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves.
- Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.
The leaves of the trees turn yellow in fall.
- Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.
He crushed the sheet of paper up into a ball.
- Bir yaprak kağıdı ezerek top yaptı.
Tom was as pale as a sheet.
- Tom bir yaprak kadar solgundu.