She trembled like a leaf.
- Bir yaprak gibi titriyordu.
Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
- E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves.
- Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.
All the leaves on the tree turned yellow.
- Ağaçtaki tüm yapraklar sarardı.
She handed me a sheet of paper.
- Bana bir kâğıt yaprak verdi.
Tom was as pale as a sheet.
- Tom bir yaprak kadar solgundu.