yapımcı

listen to the pronunciation of yapımcı
التركية - الإنجليزية
{i} producer

They have a talented producer. - Onların yetenekli bir yapımcısı var.

I'm a music producer. - Ben bir müzik yapımcısıyım.

producer (of a film, a television program)
manufacturer, producer, maker
manufacturer, producer " imalatçı; sin, producer" " prodüktör; producer" programcı
produced by
maker

According to the makers of the Oxford English Dictionary, there are over 800,000 words in the English language. - Oxford İngilizce Sözlük'ün yapımcılarına göre İngilizce dilinde 800.000 'den fazla sözcük vardır.

Mary is a jewellery maker. - Mary bir mücevher yapımcısıdır.

manufacturer
co-producer
yapım
production

The production has visual appeal for the audience. - Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.

yapım
civil work
yapım
processing
yapım
(Ticaret) product

The production has visual appeal for the audience. - Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.

yapım
fabrication
yapım
make

According to the makers of the Oxford English Dictionary, there are over 800,000 words in the English language. - Oxford İngilizce Sözlük'ün yapımcılarına göre İngilizce dilinde 800.000 'den fazla sözcük vardır.

I think Tom's homemade cookies are better than the ones Mary makes. - Sanırım Tom'un ev yapımı kurabiyeleri Mary'nin yaptıklarından daha iyi.

yapım
(Bilgisayar) build

The building is under construction. - Bina yapım aşamasındadır.

A new school building is under construction. - Yeni bir okul binası yapım aşamasında.

yapım
{i} making

The actor was accidentally shot dead during the making of the movie. - Filmin yapımı sırasında aktör yanlışlıkla vurularak öldürüldü.

That old man had been making homemade whiskey for fifty years. - O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.

yapım
manufacturing
yapım
construction

A new road is under construction. - Yeni bir yol yapım aşamasındadır.

The rightmost lane is now under construction. - En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.

yapım
manufacture
yapım
design
yapım
med. anabolism
yapım
manufacture, manufacturing, production, making
yapım
construction, building
yapım
formation
yapım
programme [Brit.]
yapım
make up
yapım
production (of a film, a television program)
yapım
program
yapım
construction, building; manufacture, production" " imal; production prodüksiyon
yapım
{i} programme
التركية - التركية
Bir şeyin yapılmasında, ortaya konulmasında, gerçekleştirilmesinde emeği geçen kimse veya kuruluş, imalatçı
Bir filmin çevrilişiyle ilgili bütün yönetim işlerini üzerine alan, sermayesini veren kimse, prodüktör
Radyo, sinema programları düzenlemekle görevli kimse, programcı
çekimci
prodüktör
YAPIMCI
(Hukuk) Eser yapıcısı; prodüktör
Yapım
prodüksiyon
Yapım
imal
yapım
Anabolizma
yapım
Yapmak işi, inşa, imal
yapım
Bir filmin çevrilmesi veya bir radyo, televizyon programının hazırlanması için gerekli çalışmaların tümü ve bu çalışmaların ürünü, produksiyon. Özümleme
yapım
Ham maddeyi el veya makine ile işleyerek mal üretme, imal
yapım
Yapma işi, inşa, imal
yapım
Bir filmin çevrilmesi veya bir radyo, televizyon programının hazırlanması için gerekli çalışmaların tümü ve bu çalışmaların ürünü, produksiyon
yapımcı
المفضلات