He made a rude reply.
- O, kaba bir yanıt verdi.
I do not want to reply to his letter.
- Onun mektubunu yanıtlamak istemiyorum.
The ease with which he answered the question surprised us.
- Soruyu kolaylıkla yanıtlaması bizi şaşırttı.
Do I have to answer in English?
- İngilizce yanıt vermek zorunda mıyım?
I didn't expect such a nasty response to my question.
- Soruma böyle iğrenç bir yanıt beklememiştim.
Tom tried to elicit a response from Mary.
- Tom Mary'den bir yanıt almaya çalıştı.
She didn't return my calls.
- O çağrılarımı yanıtlamadı.