Who was at the party beside Jack and Mary?
- Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
Several girls are standing beside the gate.
- Birkaç kız kapının yanında duruyor.
The hardware store is near the park.
- Hırdavatçı dükkanı parkın yanındadır.
It's nice sitting alongside a hot fireplace.
- Sıcak bir şöminenin yanında oturmak hoştur.
There is a man by the side of the pond.
- Göletin yanında bir adam var.
Mr Johnson's house is next to my house.
- Bay Johnson'ın evi evimin yanındadır.
Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
I took sides with them in the argument.
- Ben, bu tartışmada onların yanında yer aldım.
He carries his umbrella about with him every day.
- O her gün şemsiyesini yanında taşır.
The boy who she brought with her was very handsome.
- Onun yanında getirdiği çocuk çok yakışıklıydı.
He was standing by the gate with his hand in his pocket.
- O, eli cebinde kapının yanında duruyordu
The lake was adjacent to his house.
- Evinin yanında göl vardı.
Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
Mr Johnson's house is next to my house.
- Bay Johnson'ın evi evimin yanındadır.
Bring along something to read.
- Yanında okuyacak bir şey getir.
He took his sister along.
- O, kız kardeşini yanında götürdü.
I passed by your house about 10 last night.
- Dün gece saat onda evinizin yanından geçtim.
If I were you, I would not have asked him about it.
- Senin yanında olsaydım o konuyu ona sormazdım.
Tom crouched down next to Mary behind the car.
- Tom arabanın arkasında Mary'nin yanında çömeldi.
There are some shops near my house.
- Evimin yanında birkaç dükkân var.
Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
- Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
I spent the rest of the night besides her.
- Gecenin geri kalanını onun yanında geçirdim.
I spent the rest of the night beside her.
- Ben gecenin geri kalanını onun yanında geçirdim.
The problem is that Tom doesn't want to sit near Mary.
- Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir.
The problem is that Tom doesn't want to sit next to Mary.
- Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir.
Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
We walked along side by side.
- Biz yan yana yürüdük.
Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
- Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
Besides that, unemployment is increasing.
- Bunun yanında işşizlik artıyor.
This paragraph is well written, but there is a mistake in the last sentence.
- Bu paragraf iyi yazılmış ama son cümlede bir yanlışlık var.
Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.
- Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
The wrong time, the wrong place.
- Yanlış zamanda, yanlış yerde.
Who was at the party beside Jack and Mary?
- Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
- Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
The army was advancing in the wrong direction.
- Ordu yanlış yönde ilerliyordu.
The birds flew away in all directions.
- Kuşlar dört bir yana uçuştu.
What is the hard part of learning Japanese?
- Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
Who was at the party beside Jack and Mary?
- Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
Mary tilted her head sideways.
- Mary başını yana yatırdı.
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
- Tutuklular bir hücrede uyumaya zorlandı, sık sık yan yana.
I was robbed of my wallet by the man sitting next to me.
- Yanımda oturan adam tarafından cüzdanım soyuldu.
Please put the table next to the wall.
- Lütfen masayı duvarın yanına koy.
He was burned to death in the fire.
- Yangında yanarak öldü.
The fire burned up brightly.
- Ateş parlak bir şekilde yandı.
The old couple sat side by side.
- Yaşlı çift yan yana oturuyordu.
They sat side by side.
- Onlar yan yana oturdular.
The neighbours have been banging about next door all morning.
- Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
Last night there was a big fire in the neighbourhood.
- Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.
According to some experts the spoken language uses few subordinate clauses.
- Bazı uzmanlara göre, konuşulan dil çok az sayıda yan cümleler kullanır.
The sentence has got too long again. Then just take out a few of the subordinate clauses.
- Cümle tekrar uzun sürdü. O zaman birkaç yan cümleyi çokarın.