yaklaşık

listen to the pronunciation of yaklaşık
التركية - الإنجليزية
approximate

The number pi is approximately equal to 3.14 or 22/7. Its symbol is π. - Pi sayısı, yaklaşık olarak 3,14 ya da 22/7'ye eşdeğerdir. Sembolü π'dir.

Disconnect the power cable from the modem, wait for approximately one minute, then reconnect the cable. - Enerji kablosunu modemden ayır, yaklaşık bir dakika bekle, sonra kabloyu tekrar bağla.

about

The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago. - Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.

In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter. - Tokyo borsasında, yaklaşık 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.

well nigh
just about

Tom is just about your age. - Tom yaklaşık senin yaşında.

Tom has just about everything a man could want. - Tom yaklaşık olarak bir erkeğin isteyebileceği her şeye sahip.

approximate, rough, about, circa, more or less, something like takribi
approximative
proximate
circa

This work was painted circa 1650. - Bu tablo yaklaşık 1650'de yapıldı.

rough

Roughly speaking, there were about 30 people in the bus. - Kabaca konuşursak, otobüste yaklaşık 30 kişi vardı.

He estimates that the new house will cost roughly thirty million yen. - O, yeni evin yaklaşık otuz milyon yene mal olacağını tahmin ediyor.

some

That charity is named after someone who contributed about two billion yen. - O hayır kuruluşuna yaklaşık iki milyar yen bağışta bulunan birinin adı verildi.

Something horrible happened about three hours ago. - Yaklaşık üç saat önce berbat bir şey oldu.

round about
broadly speaking
(Bilgisayar) approx

The bridge is approximately a mile long. - Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.

Disconnect the power cable from the modem, wait for approximately one minute, then reconnect the cable. - Enerji kablosunu modemden ayır, yaklaşık bir dakika bekle, sonra kabloyu tekrar bağla.

or so

I'll be back in an hour or so. - Ben yaklaşık bir saat içerisinde döneceğim.

You can buy it for a thousand yen or so. - Sen onu yaklaşık bin yene alabilirsin.

round
something like
around

The mailman comes around every three days. - Postacı yaklaşık üç günde bir gelir.

The net-cafes here cater to students; fees start at around a pound an hour. - Buradaki net-kafeler öğrencilere yiyecek ve içecek sağlamaktadır; ücretler yaklaşık saati bir pounddan başlamaktadır.

more or less

She's more or less my age. - O yaklaşık olarak benim yaşımda.

around about
in the region of
in round figures
yaklaşık olarak
approximately

It'll take approximately three hours. - O yaklaşık olarak üç saat sürecek.

Tom is approximately the same age as me. - Tom yaklaşık olarak benimle aynı yaşta.

yaklaşık olarak
roughly

Asia is roughly four times the size of Europe. - Asya yaklaşık olarak Avrupa'nın dört katı büyüklüktedir.

yaklaşık çözüm
approximate solution
yaklaşık olarak
ballpark figure
yaklaşık değer
approximate value
yaklaşık dokuz litrelik kuru ölçü
peck
yaklaşık olarak
as nearly as I can tell
yaklaşık olarak
approximately, roughly takriben
yaklaşık olarak
almost

The novel has sold almost 20,000 copies. - Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı.

yaklaşık olarak
near

Tom is nearly twice your size. - Tom yaklaşık olarak senin ölçünün iki katı.

The world population is expanding at the rate of nearly 90 million people a year. - Dünya nüfusu bir yılda yaklaşık olarak 90 milyon kişi artıyor.

yaklaşık olarak
something like
yaklaşık olarak
roundly
yaklaşık olarak
thereabouts
yaklaşık olarak
thereabout
yaklaşık olarak
nearly

Tom is nearly twice your size. - Tom yaklaşık olarak senin ölçünün iki katı.

It's nearly six o'clock. - Saat yaklaşık olarak altıdır.

yaklaşık olarak
approx

A person's heart is approximately the same size as their fist. - Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.

Tom is approximately the same age as me. - Tom yaklaşık olarak benimle aynı yaşta.

yaklaşık olarak
give or take
yaklaşık olarak
approximate

Tom is approximately the same age as me. - Tom yaklaşık olarak benimle aynı yaşta.

A person's heart is approximately the same size as their fist. - Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.

unit kırk fite eşit ölçü birimi (yaklaşık 12 metre)
(Askeri) forty-foot equivalent
yaklaşık olarak
in the neighborhood of
yaklaşık olarak
ballpark
yaklaşık olarak
practical
yaklaşık olarak
some
التركية - التركية
Gerçek değeri veya miktarı değil, ondan az fazla veya eksik bir niceliği gösteren, aşağı yukarı bir değerlendirme yapılarak bulunan, takribî
takribi
yaklaşık bilgi
Bilimsel bakımdan geçerli sayılabilecek kadar açık ve nesnel olan, fakat bilim geliştikçe yeniden gözden geçirilmesi ve geliştirilmesi gerekecek olan bilgi
yaklaşık değer
Bir niceliğin gerçek tutarından az eksik veya az artık olan değeri
Yaklaşık olarak
kabaca
yaklaşık olarak
(Osmanlı Dönemi) takrîben
yaklaşık
المفضلات