yabanileşme

listen to the pronunciation of yabanileşme
التركية - الإنجليزية

تعريف yabanileşme في التركية الإنجليزية القاموس.

yabani
savage
yabani
wild

I found some wild mushrooms under the log. - Bir kütüğün altında bazı yabani mantarlar buldum.

She said she was walking through the woods, looking for wild flowers. - O, ormanda yürüdüğünü, yabani çiçekler aradığını söyledi.

yabani
{s} bestial
yabani
feral

The farmer had several of his sheep killed by feral dogs. - Çiftçinin koyunlarından birkaçı, yabani köpekler tarafından öldürülmüştü.

yabani
{s} untamed
yabani
rough
yabani
feral man
yabani
ferine
yabani
{s} fair
yabani
the wild
yabani
boorish, crude
yabani
wild (plant)
yabani
wild; untamed; rough, boorish, unmannerly
yabani
brute
yabani
haggard
yabani
brutal
yabani
brutish
yabani
wild; untamed, undomesticated (animal)
yabanileşmek
run wild
yabanileşmek
(for a plant) to become wild
yabanileşmek
(for an animal) to become feral/wild
yabanileşmek
(Argo) gone troppo
التركية - التركية
Yabanîleşmek işi, yabanıllaşma
YABANİ
(Osmanlı Dönemi) Yabana mensub. Issız yerlerde yaşıyan. Yabancı, alışmamı
Yabanî
vahşi

Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar. - Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

yabani
Görgüsü olmayan, kaba ve hoyrat: "Babası, dağdan gelme, dangıl dungul bir yabaniymiş."- S. M. Alus
yabani
Görgüsü olmayan; kaba ve hoyrat
yabani
İlkel bir durumda yaşayan (insan, hayvan, bitki), vahşî
yabani
İlkel bir durumda yaşayan (insan, hayvan, bitki), vahşi: "... uzun ve yabani sekiz zaptiye ortasında prangalarını elleriyle tutarak yürüyordu."- Y. K. Beyatlı
yabanileşmek
Yabanî duruma gelmek, yabanıllaşmak, vahşîleşmek
yabanileşme
المفضلات