The rain lasted a week.
- Yağmur bir hafta sürdü.
I was caught in the rain on my way home.
- Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
The street fight was interrupted with a hail of gunfire.
- Sokak kavgası, silah ateşi yağmuru ile kesildi.
The mafia boss was killed in a hail of machine gun fire.
- Mafya babası makineli tüfek ateşi yağmurunda öldürüldü.
The teacher was deluged with questions.
- Öğretmen soru yağmuruna tutuldu.
I'm completely wet because of the heavy rain. Will you come and pick me up with your car?
- Sağanak yağmur nedeniyle tamamen ıslandım. Arabanla gelip beni alır mısın?
The sidewalks were wet after the rain.
- Yağmurdan sonra kaldırımlar ıslaktı.
It has been raining since Sunday.
- Pazardan beri yağmur yağmaktadır.
It's been raining for about a week.
- Yaklaşık bir haftadır yağmur yağmaktadır.
A raindrop splashed on her cheek.
- Bir yağmur damlası onu yanağına sıçradı.
Now the first raindrops are already falling.
- Şimdi ilk yağmur damlası düşüyor.
We got caught in a rainstorm.
- Bir yağmur fırtınasında yakalandık.
I got caught in a rainstorm.
- Bir yağmur fırtınasında yakalandım.
This coat is rainproof.
- Bu palto yağmur geçirmez.
The rainy season begins towards the end of June.
- Yağmur mevsimi haziran sonuna doğru başlar.
I wonder if the rainy season isn't coming soon.
- Yağmur mevsiminin yakında gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.
We hiked through a tropical rain forest when we visited Brazil.
- Brezilya'yı ziyaret ettiğimizde bir tropikal yağmur ormanını gezdik.
This house has a rainwater collection system.
- Bu evin yağmur suyu toplama sistemi var.
Last month, we collected five liters of rainwater.
- Geçen ay beş litre yağmur suyu topladık.
It poured for three days.
- Üç gün şiddetli yağmur yağdı.
It was pouring rain all morning long.
- Sabah saatlerinde şiddetli yağmur yağıyordu.
A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.
- Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.
The rains ruined the harvest.
- Yağmurlar ürünü harap etti.
As you know, we were late due to the heavy rain.
- Bildiğiniz gibi, şiddetli yağmurun sonucu olarak geç kaldık.
The game was canceled because of heavy rain.
- Şiddetli yağmur nedeniyle, oyun iptal edildi.
Yoğun yağış sebebiyle baraj taştı.
- Şiddetli yağmur yüzünden baraj kapakları patladı.