If there's an earthquake, the stores will be looted.
- Deprem olursa mağazalar yağmalanacak.
Protestors destroyed a police car and looted several businesses.
- Protestocular bir polis arabası tahrip etti ve çeşitli işletmeleri yağmaladı.
We won't tolerate any looting.
- Herhangi bir yağmalamaya katlanmayacağız.
The Huns pillaged the village and burned it to the ground.
- Hunlar köyü yağmaladılar ve onu yakıp kül ettiler.
Sami and Layla pillaged Farid's house.
- Sami ve Leyla, Ferit'in evini yağmaladı.