yağlanmak

listen to the pronunciation of yağlanmak
التركية - الإنجليزية
to be oiled; to be lubricated; to be greased
to be lubricated, to be oiled, to be greased; to get fat
fatten
to get oily or greasy
yağla
{f} oil

Mary oiled her bicycle. - Mary bisikletini yağladı.

Tom oiled his bicycle chain. - Tom bisiklet zincirini yağladı.

yağla
lubricate

To avoid injury or discomfort, be sure that the vagina is lubricated before intercourse. - Yaralanma veya rahatsızlığı önlemek için, vajinanın ilişkiden önce yağlanmış olduğundan emin olun.

Will you lubricate the car? - Arabayı yağlar mısın?

yağla
anoint
yağla
{f} grease
yağla
{f} lubricated

To avoid injury or discomfort, be sure that the vagina is lubricated before intercourse. - Yaralanma veya rahatsızlığı önlemek için, vajinanın ilişkiden önce yağlanmış olduğundan emin olun.

yağla
{f} lubricating
yağla
lubrify
yağla
{f} greased
Yağlanma
fat deposition
yağla
Lubricants
yağlanma
anointment
التركية - التركية
Yağ sürünmek
Yağlamak işi yapılmak, yağ sürülmek, yağ konulmak
Yağ oluşmak
Yağdan kirlenmek
(Osmanlı Dönemi) REFH
yağlanma
Yağlanmak işi
yağlanmak
المفضلات