Most students come to school on foot.
- Çoğu öğrenci okula yürüyerek geliyor.
Some of the students went by bus, and others on foot.
- Bazı öğrenciler otobüsle gitti, diğerleri de yürüyerek gitti.
My brother isn't waiting for the bus, he's going by foot.
- Erkek kardeşim otobüs beklemiyor, o yürüyerek gidiyor.
From there I continued my way by foot.
- Oradan yürüyerek yoluma devam ettim.
She was so tired that she couldn't walk.
- Ayrıca o çok yoruldu, yürüyemiyor.
I'm too tired to walk.
- Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
Walking from the station to the house takes only five minutes.
- İstasyondan yürüyerek eve gitmek sadece beş dakika.
He is used to walking long distances.
- O uzun mesafe yürümeye alışkın.
In order to swim, you have to learn to tread water first.
- Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.
Do not walk outside this area.
- Bu alanın dışında yürümeyin.