التركية - الإنجليزية
تعريف yürürlük في التركية الإنجليزية القاموس.
- operation
- force
Is that law still in force?
-Bu yasa hâlâ yürürlükte mi?
The Julian calendar was in force in Russia.
-Jülyen takvimi Rusya'da yürürlükteydi.
- validity meriyet
- effect
I cannot travel to Boston as long as the visa ban is in effect.
-Vize yasağı yürürlükte olduğu sürece Boston'a gidemem.
The law is still in effect.
-Yasa hâlâ yürürlüktedir.
- (Hukuk) implementation, validity
- (Politika, Siyaset,Ticaret) validity
- vigour
- enforcement
- standing
التركية - التركية
تعريف yürürlük في التركية التركية القاموس.
- Gereğinin yapılır olması durumu, meriyet: "Yürürlükte bulunan kanunlar, usuller, kurallar
- Gereğinin yapılır olması durumu, mer'iyet
- Fakat umumi hatlar yine yürürlükte idi."- F. R. Atay
- mer'iyet