The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
Today, the temperature rose as high as 30 degrees Celsius.
- Bugün ısı 30 santigrat dereceye kadar yükseldi.
The unemployment rate went up to 5% because of the recession.
- İşsizlik oranı durgunluktan dolayı %5'e yükseldi.
A cheer went up from the audience.
- Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
Prices will continue to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
The cost of living has gone up.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
My grades at school have gone up.
- Okulda notlarım yükseldi.
The river's water level has risen.
- Nehrin su seviyesi yükseldi.
The level of water in the river has risen.
- Nehrin su seviyesi yükseldi.
The sun is rising now.
- Güneş şimdi yükseliyor.
The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
- Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
It is certain that the price of gold will go up.
- Altın fiyatının yükseleceği kesin.
There's no guarantee that the stock will go up.
- Hisse senedinin yükseleceğinin bir garantisi yok.