All sorts of rumors rose about her past.
- Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
The index rose 4% from the preceding month.
- Endeks bir önceki aya göre % 4 yükseldi.
A cheer went up from the audience.
- Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.
The rocket went up smoothly.
- Roket sorunsuzca yükseldi.
Prices will continue to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
My grades at school have gone up.
- Okulda notlarım yükseldi.
The cost of living has gone up.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
Dear Brothers and Sisters, Jesus Christ is risen! Love has triumphed over hatred, life has conquered death, light has dispelled the darkness!
- Sevgili kardeşlerim, Hazreti İsa yükseldi! Sevgi nefret üzerinde zafer kazandı, hayat ölümü ele geçirdi, ışık karanlığı dağıttı.
The sun is rising now.
- Güneş şimdi yükseliyor.
The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
- Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
There's no guarantee that the stock will go up.
- Hisse senedinin yükseleceğinin bir garantisi yok.
Prices will continue to go up.
- Fiyatlar yükselmeye devam edecek.