Vandalism is on the rise.
- Vandalizm yükselişte.
The number of people suffering from heart disease is on the rise.
- Kalp hastalıklarından muzdarip insanların sayısı yükselişte.
All sorts of rumors rose about her past.
- Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
A cheer went up from the audience.
- Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.
The balloon went up in the sky.
- Balon gökyüzüne doğru yükseliyor.
Prices will continue to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
Prices continued to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam etti.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
Why have coffee prices gone up?
- Kahve fiyatları neden yükseldi?
My grades at school have gone up.
- Okulda notlarım yükseldi.
The river's water level has risen.
- Nehrin su seviyesi yükseldi.
The exchange rate for the yen against the dollar has risen.
- Yen için döviz kuru dolar karşısında yükseldi.
The sun is rising now.
- Güneş şimdi yükseliyor.
The yen is rising and the dollar is falling.
- Yen yükseliyor dolar düşüyor.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
It is certain that the price of gold will go up.
- Altın fiyatının yükseleceği kesin.
There's no guarantee that the stock will go up.
- Hisse senedinin yükseleceğinin bir garantisi yok.