Meseleyi senin yargına bırakıyorum.
- I leave the matter to your judgement.
Meselenin önemini ona iyice anlatmalısın.
- You must bring home to him the importance of the matter.
Madde üzerinde konuşalım.
- Let's talk over the matter.
Lütfen gelecek toplantıda maddeyi öne sür.
- Please bring the matter forward at the next meeting.
Tom konu hakkında Mary ile özel görüştü.
- Tom spoke to Mary in private about the matter.
Bu konuyu tartışmak için özel bir isteğim yok.
- I have no particular desire to discuss that matter.
He always took some reading matter with him on the plane.