تعريف write في الإنجليزية التركية القاموس.
- yazmak
Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to write it.
O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.
- That's the computer he used to write the article.
- yazı yazma
Yazı yazmak için bana biraz kağıt verin.
- Give me some paper to write on.
Kütüphane kitaplarına yazı yazmayın.
- Don't write in library books.
- write in bir metne ilave yapma
- yaz
Lütfen bir dolmakalem ile yaz.
- Please write with a pen.
Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.
- I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do.
- {f} bestelemek
- write down yazmak
- {f} yazı yazmak: He's learning to write. Yazı yazmayı öğreniyor
- nothing towrite ome about bahsetmeye değmez
- {f} yazarlık yapmak
- {f} (bir şeyi) yazmak: Can you write your name? İsmini
- {f} (wrote, writ.ten)
- yazma
Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın.
- You must not write a letter with a pencil.
Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
- At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
- kaitplik etmek
- (Sigorta) sigortalamak
- {f} mektup yazmak
Ben bir mektup yazmak zorundayım.
- I have to write a letter.
Judy'ye bir mektup yazmak niyetindeyim.
- I intend to write a letter to Judy.
- teklif etmek
- yazı ile yermek
- {f} kâğıda dökmek
- kalem oynatmak
- kaleme almak
- yazı yazmak
- written
- yazılı
Tahtada yazılı olan benim adımdı.
- Written on the blackboard was my name.
O, antlaşma yazılı olarak onaylanmalı dedi.
- He said the treaty must be approved as written.
- writing
- yazım
Tom yaratıcı yazım dersi aldı.
- Tom took a creative writing class.
Konuşmam ve dinlemem, yazım kadar iyi değildir.
- My speaking and listening are not as good as my writing.
- writing
- yazı
Bir mektup yazıyorum.
- I'm writing a letter.
O şimdi bir mektup yazıyor.
- She is writing a letter now.
- write down
- kaydetmek
- write off
- silmek (borç)
- write-protected
- (CD, DVD) Yazmaya karşı korumalı
- write down
- nominal değerini düşürmek (mal)
- write down
- not düşmek
- write off
- {i} hurda
- write off
- hurdahaş etmek (araba)
- write poetry
- şiir yazmak
- write a song
- şarkı yazmak
- write access
- (Bilgisayar) yazmak için erişim
- write copy
- (Bilgisayar) yazma kopyası
- write current
- (Bilgisayar,Teknik) yazma akımı
- write document
- (Bilgisayar) write belgesi
- write down a report
- zabıt tutmak
- write failure
- (Bilgisayar) yazma hatası
- write of
- ile ilgili yazı yazmak
- write off
- (Ticaret) listeden çıkarmak
- write off
- hayatından çıkarmak
- write off
- telafisi imkansız mali zarar
- write off
- (Ticaret) zarar yazmak
- write off
- mektupla başvurmak
- write off
- başarısız olarak görmek
- write off
- değersiz kılmak
- write out
- kopyasını yazmak
Sen kompozisyonunun temiz bir kopyasını yazmak zorunda değilsin.
- You don't have to write out a clean copy of your composition.
- write protected
- (Bilgisayar) yazmaya karşı korunmuş
- write protected
- (Bilgisayar) yazma-korumalı
- write protected
- (Bilgisayar) yazılmaya korunmuş
- write register
- (Bilgisayar,Teknik) yazma belleği
- write something out
- bir şeyi yazıya dökmek
- write up
- kaleme almak
- write access
- Yazma Erişimi
- write copy
- kopyalı yaz
- write down
- yaz
Adınızı buraya yazın.
- Write down your name here.
Adınızı ve adresinizi yazacağım.
- I will write down your name and address.
- write head
- yazma kafası
- write in code
- şifreli yaz
- write off
- {f} mektupla başvur
- write out
- kaleme almak
- write protect
- yazmayı engelle
- write protect notch
- yazma engelleme kertiği
- write protect tab
- yazma engelleme etiketi
- write protected
- {f} yazmayı engelle
- write protection
- yazma engelleme
- write through
- tampon
- write time
- yazma süresi
- write a cheque
- (to sb) (birine) çek yazmak
- write access
- yazma erişimi
- write down
- Kayda geçirmek
- write error
- yazma hatası
- write on
- üzerine yazmak
Ben üzerine yazmak için bir şey istiyorum.
- I'd like something to write on.
- write rate
- yazma hızı
- write request
- istek yazmak
- write ring
- yazma halkası
- write the date
- tarihi yaz
- write up
- tamamen yaz
- write up!
- kadar yazın!
- write-off
- Tahsil edilmesi imkânsız borç; telafi edilmesi imkânsız mali zarar
- write (w)
- (Bilgisayar) yaz w
- write + read
- (Bilgisayar) yazma + okuma
- write a minute
- tutanak tutmak
- write a receipt
- makbuz kesmek
- write a thesis
- tez yazmak
- write a thesis
- tez yapmak
- write a thesis
- tez hazırlamak
- write access
- yazma erişimi yazmak için
- write address
- (Bilgisayar) adres yaz
- write all items
- (Bilgisayar) tüm öğeleri yaz
- write an option
- opsiyon yazmak
- write back
- cevap yazmak
- write back
- (Fiili Deyim ) (bir mektuba) cevap yazmak
- write bytes/sec
- (Bilgisayar) yazılan bayt/sn
- write class
- (Bilgisayar) sınıfı yaz
- write classes
- (Bilgisayar) sınıfları yaz
- write clipboard
- (Bilgisayar) pano yaz
- write combining
- (Bilgisayar) yazma birleşme
- write conflict
- (Bilgisayar) yazma çakışması
- write count
- (Bilgisayar) yazma sayısı
- write current
- yazma akimi
- write cycle
- (Bilgisayar,Teknik) yazma çevrimi
- write cycle
- yazma cevrimi
- write dac
- (Bilgisayar) dac yaz
- write dac
- (Bilgisayar) dac yazma
- write down
- yazmak
Lütfen adını yazmak için bir kurşun kalem kullan.
- Please use a pencil to write down your name.
Ben onu unutmadan önce onun adresini yazmak zorundayım.
- I must write down his address before I forget it.
- write down
- yazı ile kötülemek
- write down
- düşük yazmak
- write down
- nominal değerini indirmek
- write down
- (isim)minal değerini indirmek, yazmak, kaydetmek, yazı ile kötülemek, düşük yazmak, nominal değerini düşürmek (mal), not etmek
- write down the changes
- değişiklikleri kaydetmek
- write execute
- (Bilgisayar) yazma yürütme
- write execute
- (Bilgisayar) yazma ve yürütme
- write file
- (Bilgisayar) dosyayı yaz
- write in
- ilave yapmak
- write in
- eklemek
Kendi dilinden başka bir dilde cümleler eklemekten kaçınmalısın, çünkü ana dilinde ya da lehçende yazmadıkça birçok hata yapmaya eğilimlisin.
- You should avoid adding sentences in a language other than your own, because unless you write in your mother tongue or dialect, you are prone to make many mistakes.
- write in code
- şifreli yazmak
- write in full
- kısaltmasız yazmak
- write in full finletters
- kısaltmadan yazmak
- write instance
- (Bilgisayar) kopyayı yaz
- write instances
- (Bilgisayar) örnekleri yaz
- write irps
- (Bilgisayar) ırp'leri yaz
- write it on my tab
- hesabıma yaz
- write it on one's tab
- hesaba yazmak
- write key
- (Bilgisayar) anahtarı yaz
- write none
- (Bilgisayar) hiçbirini yazma
- write off
- (deyim) başarısız saymak a write-off başarısız
- write off
- (deyim) write someone off (bir hiç) saymak write sth. off 1.(borcu) silmek
- write off
- çizmek
- write off
- (Fiili Deyim ) 1- çalakalem yazmak , çırpıştırmak 2- (borcu) silmek 3- iptal etmek
- write off
- iptal etmek
- write off
- (deyim) kıymeti sıfıra inmek
- write off a debt
- borç silmek
- write off a debt
- bir borcu silmek
- write off debt
- borç silmek
- write off for
- mektup göndererek (bir şey) istemek
- write once optical disk
- (WOOD) bir kere yazilir optik disk
- write once optical disk
- (Bilgisayar,Teknik) bir kere yazılır optik disk
- write once read many
- (Askeri) bir defa yaz hep oku
- write oneself out
- yazma gücünü terketmek (yazar)
- write only
- (Bilgisayar) salt yazılır
- write out
- doldurmak
- write out
- tamamını yazmak
- write out
- tam olarak yazmak
- write out
- yazmak
Sen kompozisyonunun temiz bir kopyasını yazmak zorunda değilsin.
- You don't have to write out a clean copy of your composition.
- write out
- (Fiili Deyim ) 1- tamamını yazmak 2- kopyasını yazmak
- write out a check
- çek yazmak
- write out a prescription
- reçete yazmak
- write owner
- (Bilgisayar) sahibini yaz
- write owner
- (Bilgisayar) sahibi yaz
- write owner
- (Bilgisayar) yazma sahibi
- write owner
- (Bilgisayar) yazma iyesi
- write petitions
- arzuhalcilik yapmak
- write property
- (Bilgisayar) yazma özelliği
- write protect
- Yazma Korumalı
- write protect
- yazım koruma
- write protect notch
- yazmaya karşı koruma çentiği;yazım
- write protect notch
- Yazmaya Korumalı Çentik
- write protect tab
- Yazma Korumalı Anahtar
- write protect tab
- yazmaya karşı koruma anahtarı;yazım
- write protected
- yazmaya karşı korunmuş Yazma-
- write s.o. back
- {k} birinin mektubuna cevap yazıp göndermek, birinin mektubuna cevap yazmak
- write s.o. back
- {k} birinin mektubuna cevap yazmak
- write s.o. off
- birinin işe yaramaz olduğuna karar vermek
- write s.t. down
- bir şeyi yazmak/kaydetmek
- write s.t. off
- bir şeyin işe yaramaz olduğuna karar
- write s.t. off
- tic. tahsil edilmesi imkânsız borcu veya telafi edilmesi imkânsız mali zararı defterden silmek
- write s.t. out
- bir şeyi yazıya dökmek
- write s.t. up
- notları rapor, kitap v.b. haline sokmak: I'll write up these notes later. Bu notları daha sonra esaslı bir şekle sokarım
- write s.t. up
- bir fikri
- write signature
- (Bilgisayar) imzayı yaz
- write slowly
- yavaş yazmak
- write something up
- notları rapor
- write something up
- bir fikri hikaye
- write something up
- kitap vb haline sokmak
- write something up
- kitap vb'ne dönüştürmek
- write the invoice details
- fatura girmek
- write through
- (Bilgisayar) içe yaz
- write time
- (Bilgisayar,Teknik) yazma zamanı
- write to ask
- yazıp sormak
- write to minute
- tutanağa geçirmek
- write up
- (deyim) eleştiri yazmak(yayınlamak amacıyla) a write-up eleştiri
- write up
- ayrıntılı yazmak
- write up
- (Fiili Deyim ) 1- şimdiki tarihe kadar yazmak 2- (bir konuyu) ayrıntılarına kadar yazmak 3- yazı ile övmek
- write up
- fazla yazmak
- write up
- (deyim) write sth. up
- write up
- (deyim) bir konuyu ayrıntılarına kadar yazmak
- write up
- hikâyesini yazmak
- write up
- yazısında övmek
- write up a thesis
- tez yazmak
- write up a thesis
- tez yapmak
- write up a thesis
- tez hazırlamak
- write warning
- (Bilgisayar) yazma uyarısı
- write#down
- yaz
- write#up
- tamamen yaz
- write+read
- (Bilgisayar) yaz+oku
- wrote
- write yaz
- write off
- zarar miktarı
- writing
- hat
İngilizce yazarken, nadiren hata yapar.
- When writing English, she rarely makes a mistake.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
- Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
- wrote
- yaz
Bu mektubu Fransızca yazdım.
- I wrote this letter in French.
Zarfın üstüne yanlış adres yazdım.
- I wrote the wrong address on the envelope.
- cannot write
- (Bilgisayar) yazılamadı
- cause to write
- yazdırmak
- read and write
- (Bilgisayar) oku ve yaz
- writ
- (Kanun) adli karar
- writ
- (Kanun) emir
- writ
- buyruk
- writ
- (Kanun) mahkeme ilamı
- writ
- davetiye
- writ
- (Ticaret) resmi emir
- write down
- not etmek
E-posta adresimi not etmek istiyor musun?
- Do you want to write down my e-mail address?
- write down
- (Ticaret) nominal değerini azaltmak
- write down
- kağıda dökmek
- write off
- silmek
Borcu silmek zorunda kaldık.
- We had to write off the debt.
- write off
- (Ticaret) borcu silmek
- write off
- (Ticaret) gider yazmak
- write out
- düzenlemek
- write out
- hepsini yazmak
- write up
- düzenlemek
- writing
- (Bilgisayar) yazıyor
O şimdi bir mektup yazıyor.
- She is writing a letter now.
O, bu sabahtan beri şiirler yazıyor.
- He has been writing poems since this morning.
- writing
- yazarak
O yazarak hayatını kazanır.
- He earns his living by writing.
Tom günün çoğunu yerel bir dergi için bir makale yazarak geçirdi.
- Tom spent the better part of the day writing an article for a local magazine.