Ben senin ince zekana sahip değilim.
- I don't have your wit.
İnce espri konuşmaya lezzet verir.
- Wit gives zest to conversation.
O kitabı yazan kişi hem mizah hem de ince espriye sahiptir, değil mi?
- The person who wrote that book is possessed of both humour and wit, isn't he?
Tom sık sık nükte yapar.
- Tom frequently makes witty remarks.
Eski arkadaşının fişini çekerken, herkes ölür dedi genellikle nükteci doktor.
- Everybody dies, said the usually witty doctor as he pulled the plug on his old friend.
Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
- All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
Tom seninle dövüşmeyecek kadar akıllıdır.
- Tom knows better than to fight with you.
Bizimle kimin kaldığını öğrenmek istiyorum.
- I want to know who's staying with us.
Şirketiniz öncelikli olarak Amerika ile iş yapıyorsa, o zaman Amerikalı bir yerli ile İngilizce öğrenmek zorunda kalırsınız.
- If your company primarily does business with America, then you should be studying English with a native speaker from America.
Farkında olmadan tam yanımdan geçti.
- She passed right by me without noticing.
Biz aslında bunun farkında olmadan hiyeroglifle yazıyoruz.
- We are basically writing in hieroglyphics without being aware of it.
Tom gelecek hafta bizimle Boston'a gitmeyi planlayıp planlamadığını bilmek istiyor.
- Tom wants to know if you're planning on going to Boston with us next weekend.
Bu gece kiminle çıkacağını bilmek istiyorum.
- I want to know who you're going out with tonight.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
Yani benim fikrimin nesi var?
- So what's wrong with my idea?
Ortalama zekada birisi bunu anlayabilir.
- A person with average intelligence would understand that.
Ben senin ince zekana sahip değilim.
- I don't have your wit.
Bazı normlarla ilgili temel bir anlayış olmadan, iletişim mümkün değildir.
- Without a basic understanding of certain norms, communication is impossible.
İyi bir espri anlayışı zor dönemlerle başa çıkmana yardımcı olacaktır.
- A good sense of humor will help you deal with hard times.
The opportunity was right in front of you, and you didn't even have the wit to take it!.
Where she has gone to is beyond the wit of man to say.
He's gone completely out of his wits.
My father had a quick wit and a steady hand.
She looked through these to God and was God’s priest.
The best man's speech was hilarious, full of wit and charm.
for his wyf was at a someres game, / Wiþouten his wityng, he forsook hire eke.