without any perceived hesitation between actions

listen to the pronunciation of without any perceived hesitation between actions
الإنجليزية - التركية

تعريف without any perceived hesitation between actions في الإنجليزية التركية القاموس.

immediate
acil

İnsanlar Küba'nın acil işgali için çağrıda bulundu. - People called for an immediate invasion of Cuba.

McKinley Küba'da acil bir ateşkes istedi. - McKinley demanded an immediate ceasefire in Cuba.

immediate
{s} hemen

Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı. - Search and rescue operations began immediately.

Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum. - I can't reply your message immediately, for I can't type fast.

immediate
derhal olan
immediate
en yakın

Bu adam benim en yakın amirimdir. - This man is my immediate superior.

Tom Mary'nin en yakın amiridir. - Tom is Mary's immediate supervisor.

immediate
şimdiki

Şimdiki patronumu memnun etmek zordur. - My immediate boss is tough to please.

immediate
hazır

Acil kalkış için hazırlanın. - Prepare for immediate departure.

Eve vardıktan sonra derhal bir yemek hazırlamaya girişti. - Upon arriving home, he immediately set about preparing a meal.

immediate
çabuk
immediate
acele

Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık. - We ate a hasty meal and left immediately.

immediate
doğrudan dogruya
immediate
{s} dolaysız
immediate
{s} doğrudan
immediate
{s} en yakın olan
immediate
yakın/acil
immediate
(sıfat) yakın, hemen, derhal, acil, şu an ki, doğrudan, dolaysız, en yakın olan
immediate
{s} yakın

Sen yakın tehlike içinde misin? - Are you in immediate danger?

Sadece yakın aile bireyleri Tom ve Mary'nin düğününe katıldı. - Only immediate family members attended Tom and Mary's wedding.

immediate
(Askeri) BİR ÜST (KOMUTANLIK, MAKAM İÇİN)
immediate
{s} derhal

Yaşlı adama bir araba çarptı ve derhal hastaneye götürüldü. - The old man was hit by a car and was immediately taken to the hospital.

Diğer sigarayı yaktı fakat onu derhal söndürdü. - He lit another cigarette, but immediately put it out.

immediate
immediacy : yakınlık
without any hesitation
hiç tereddüt etmeden
الإنجليزية - الإنجليزية
immediate
without any perceived hesitation between actions

    الواصلة

    with·out a·ny perceived hes·i·ta·tion be·tween actions

    التركية النطق

    wîdhaut eni pırsivd hezıteyşın bitwin äkşınz

    النطق

    /wəᴛʜˈout ˈenē pərˈsēvd ˌhezəˈtāsʜən bēˈtwēn ˈaksʜənz/ /wɪðˈaʊt ˈɛniː pɜrˈsiːvd ˌhɛzəˈteɪʃən biːˈtwiːn ˈækʃənz/
المفضلات