Tom on beş dakika içerisinde burada olmalı.
- Tom should be here within fifteen minutes.
Telefon aramasından sonra üç dakika içerisinde polisler Tom'un kapısındaydılar.
- The police were at Tom's door within three minutes after the phone call.
Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
- Truman arrived at the White House within minutes.
O bir saat içinde geri dönecektir.
- She will return within an hour.
Tom yanan binada sıkışmış çocukları kurtarmak için gücü dahilinde her şeyi yaptı.
- Tom did everything within his power to save the children that were trapped in the burning building.
Tom Mary'nin öğrenci konseyi başkanı seçilmesini önlemek için gücü dahilinde her şeyi yaptı.
- Tom did everything within his power to keep Mary from being elected president of the student council.
İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
Amerikan dergisi Uluslararası Yaşam'a göre, Uruguay dünyada en güvenli yirmi ülke arasında yer almaktadır.
- According to the American journal International Living, Uruguay is ranked among the twenty safest countries in the world.
Çevirmenler farklı kültürler arasında aracılık ederler.
- Interpreters mediate between different cultures.
Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı.
- Within hours, many of the other banks had to close.
O bir saat içinde geri dönecektir.
- She will return within an hour.
Onun külleri burada gömülüdür.
- Her ashes are interred here.
Üç gün içinde cevap vereceğim.
- I will answer within three days.
O bir saat içinde geri dönecektir.
- She will return within an hour.
Gelirine uygun bir şekilde yaşamak için ekstra giderleri kısmalısın.
- You must cut down on extra expenses in order to live within your means.
Gelirine uygun bir şekilde harca.
- Spend within your means.
Gezegenlerin ve onların uydularının resmi isimleri Uluslar arası Astronomi Birliği tarafından kullanılır.
- The official names of planets and their moons are governed by the International Astronomical Union.
Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
- As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
Geçen gün yoğun bir eyaletler arası yolun ortasında benzinim bitti.
- The other day I ran out of gas in the middle of a busy Interstate.
Kavşağın ortasında gazımız bitti.
- We ran out of gas in the middle of the intersection.
Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün.
- The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other.
Tom ve Mary'nin birbiriyle çıkmaktan vazgeçtiğini bilmekle ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested to know that Tom and Mary have quit dating each other.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Onlar karşılıklı ilgi alanları konusunda sizinle konuşmak istiyorlar.
- They want to talk to you about areas of mutual interest.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Bu konu bizim çalışma kapsamında değildir.
- This subject is not within the scope of our study.
Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
- The school is within walking distance of my house.
Telefon aramasından sonra üç dakika içerisinde polisler Tom'un kapısındaydılar.
- The police were at Tom's door within three minutes after the phone call.
The Rat lightly stepped into a little boat which the Mole had not observed. It was painted blue outside and white within, and was just the size for two animals; and the Mole's whole heart went out to it at once .
Leave here within three days.
... Within a fraction of a second, ...
... independence within eight years, you're going to see manufacturing jobs come back. ...