Lütfen sık sık sözümü kesmekten kaçınır mısınız!
- Could you please refrain from interrupting me constantly!
Ben sık sık bu sorunu aklımda gözden geçiriyorum.
- I constantly went over this problem in my mind.
Karısı ona sürekli dırdır ediyor.
- His wife nags him constantly.
Sally saç stilini sürekli değiştiriyordu.
- Sally was constantly changing her hairstyle.
Sürekli olarak isimleri unutuyorum.
- I am constantly forgetting names.
Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
- I'm constantly telling her to behave herself.
Daima kendi kendime lakırdı ederim.
- I constantly talk to myself.
Agrippa and the rest of his weeping friends earnestly besought him not to offer violence unto himself, ‘with a settled resolution he desired again they would approve of his good intent, and not seek to dehort him from it’; and so constantly died.