Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
- Some officials may have been corrupted.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
- The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
Resmî evrakları imzalayamadı.
- He could not sign official papers.
Tayca Tayland'ın resmî dilidir.
- Thai is the official language of Thailand.
Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı.
- Many high-level officials attended the meeting.
Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
- Canadian officials weighed the supplies of each man.
Bir gümrük görevlisi, bavulumu açmamı istedi.
- A customs official asked me to open my suitcase.
Müze görevlilerine göre ETA gelecekte müzeye zarar vermeyecek.
- Museum officials think that ETA will not harm the museum in the future.
Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.
- The customs officials searched the whole ship.
Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.
Amerika Birleşik Devletlerinin Burmaya karşı ekonomik yaptırımları resmen sona erdi.
- The United States has officially ended economic sanctions against Burma.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
- The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.