Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
- They're late, as usual.
Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.
- As usual, the physics teacher was late for class.
Teslimatlar her zaman olduğu gibi devam edecek.
- Deliveries will continue as usual.
Her zaman olduğu gibi çok güzel görünüyorsun.
- You look very pretty, as usual.
Bugün her zamanki gibi kalbimdesin.
- You are in my heart today as always.
Tom her zamanki gibi erkenden kalktı.
- Tom rose early as always.