Cenazede, dul kadın siyah takım elbisesi, şapkası ve eldiveni ile çok ağırbaşlı görünüyordu.
- At the funeral, the widow looked very dignified, with her black suit, hat and gloves.
Tom John'un dul kadını ile evlendi.
- Tom married John's widow.
Dul bir kadın ve bir kız evlat bırakıyor.
- He leaves a widow and a daughter.
Erkek kardeşimin dul eşi yeniden evlendi.
- My brother's widow has married again.
I had been feeling like a bowling-alley widow, but knew he loved the game, so I suggested we join a mixed league.