Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Do you know where your dad went?
Bütün paranın nereye gittiğini sanıyorsun?
- Where do you think all the money goes?
Nerede oturmak istiyorsun?
- Where do you want to sit?
Kadını nerede gördün?
- Where did you see the woman?
Demiryolu istasyonu nerede?
- Where is the railroad station?
Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- Do you know where your dad went?
Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.
- We anticipated where the enemy would attack.
Nereden kitap alabilirim?
- Where can I buy books?
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Hani küçük prensesim?
- Where's my little princess?
Nerede olursa olsun baskıyla mücadele etmek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız.
- We must do everything we can to fight oppression wherever it occurs.
Aksiyon nerede olursa olsun gideceğiz.
- We'll go wherever the action is.
Bu kuralın geçerli olmadığı bazı durumlar vardır.
- There are some cases where this rule does not apply.
Durum ya batarsın ya da çıkarsın noktasına geldi.
- The situation has come to the point where we either sink or swim.
Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
- In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Where there's smoke there's fire.
Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
- Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
O nereye giderse ünü onunla birlikte gider.
- His reputation goes with him wherever he goes.
Her nerede söylersen, Tom.
- Wherever you say, Tom.
Nereye gidersen git, nereden geldiğini unutma.
- Wherever you go, don't forget where you came from.
Her nereye gitsem köpek beni izler.
- The dog follows me wherever I go.
O her nereye gitse, köpek onu izledi.
- The dog followed him wherever he went.
Her nerede söylersen, Tom.
- Wherever you say, Tom.
Her nereye gitsem köpek beni izler.
- The dog follows me wherever I go.
Her nereye gitse, oldukça sevilir.
- Wherever she goes, she is well liked.
Their job is to go where they are called.
I'll follow you wherever you go.
- I will follow you wherever you go.
I will follow you wherever you go.
- I'll follow you wherever you go.
Add quotations wherever they are needed.
Wherever have you been, all my life?.
You can sit wherever you like.
... I WILL SIT WHEREVER I WANNA SIT. ...
... all of my music available to me wherever, whenever is extremely powerful. But for times ...