Yolda birçok hayvan gördü.
- She saw a lot of animals on the road.
Yolda birçok hayvan gördü.
- He saw a lot of animals on the road.
Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
- I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
Ailesini çok endişelendirdi.
- He caused his parents a lot of anxiety.
Bir çok çözümü düşünüyoruz.
- We are thinking of a lot of solutions.
Son zamanlarda, uzaktan eğitim hakkında bir çok konuşma vardı.
- Recently, there's been a lot of talk about distance education.
He wants to make gobs of money selling cassettes.