Nereye gidersen git iyi karşılanacaksın.
- No matter where you go, you will be welcomed.
Tom'un iyi karşılanacağını sanmıyorum.
- I don't think Tom would be welcomed.
Onun için bir hoş geldin partisi düzenledik.
- We had a welcome party for her.
San Fransisko'ya hoş geldiniz.
- Welcome to San Francisco.
Biz beyzbol takımı üyelerini karşılamak için bayrakları salladık.
- We waved flags to welcome members of our baseball team.
Sıcak bir karşılamayla ağırlandık.
- We received a warm welcome.
Misafirlerimizi karşılamak için kapıda durduk.
- We stood at the door to welcome our guests.
Her ne zaman o çayevine gitsem, patron beni karşılamak için dışarıya gelir.
- Whenever I walk by that teahouse, the boss always comes out to welcome me.
San Fransisko'ya hoş geldiniz.
- Welcome to San Francisco.
Makineye hoş geldiniz.
- Welcome to the machine.
Bostonlu arkadaşların da istenilenden daha çok bu gece partime gelecekler.
- Your friends from Boston are more than welcome to come to my party tonight, too.
Hiç kimse, öneriyi memnuniyetle karşılamadı.
- No one welcomed the proposal.
Birçok Amerikalı planı memnuniyetle karşıladı.
- Many Americans welcomed the plan.
Benimle Boston'a gelmekte serbestsin.
- You're welcome to come with me to Boston.
I felt so welcomed at your party last night.
We welcome suggestions for improvement.