weitgefasst

listen to the pronunciation of weitgefasst
الإنجليزية - التركية

تعريف weitgefasst في الإنجليزية التركية القاموس.

broad
engin
broad
geniş

Onun geniş omuzları vardı. - He has broad shoulders.

İyi filmler ufkunuzu genişletir. - Good movies broaden your horizons.

broad
{s} genel, ayrıntılara girmeyen. i., argo eksik etek, kadın
broad
{i} karı
broad
uçsuz bucaksız
broad
genişliğinde
broad
belli
broad
genel

Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar. - Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.

broad
{s} enli
broad
umumi
broad
{s} göze çarpan
broad
geniş enli
broad
serbest
broad
broad daylight güpegündüz
broad
açıklık
broad
Broad Churchingiliz kilisesinde serbest fikirli zümre
broad
(isim) kadın, karı
broad
belli başlı
ألمانية - الإنجليزية
spacious
broad