Ben daha ileri yürüyemem.
- I can't walk any further.
Ben daha ileriye gidemem.
- I can't go any further.
O, daha ileriye yürüyemedi.
- He could not walk any further.
Ben daha ileriye gidemem.
- I can't go any further.
Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.
- In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
O benden daha ileriye yüzebilir.
- She can swim further than I can.
Başka bir işlem yapılmayacaktır.
- No further action will be taken.
Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
- Do you have anything further to say?
Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
- Do you have anything further to say?
Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.
- We need to avoid any further delays.
Tom'un daha fazla sorusu yoktu.
- Tom had no further questions.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
I couldn't bear any more insults.
- Ich konnte keine weiteren Beleidigungen aushalten.
Is there space for one more person?
- Ist noch Platz für eine weitere Person?