İçmem ama senin yüzünden sarhoşum.
- Ich trinke nicht, aber wegen dir bin ich betrunken.
Senin yüzünden herkesin önünde rezil oldum.
- Wegen dir wurde ich vor allen gedemütigt.
Kötü hava yüzünden, o gelemedi.
- Because of the bad weather, he couldn't come.
Öğrenciler televizyon ve çizgi roman yüzünden, çok kitap okumazlar.
- Students don't read many books because of TV and comics.
Ben, bir trafik sıkışıklığı nedeniyle toplantıya geç kaldım.
- I was late for the meeting because of a traffic jam.
Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.
- The meeting was canceled because of the rain.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Twitter hesabım spamden dolayı askıya alındı.
- My Twitter account is suspended because of spamming.
The train was delayed because of snow.
- Der Zug hatte wegen des Schnees Verspätung.
Because of the dense fog, nobody could be seen.
- Wegen des dichten Nebels war kein Mensch zu sehen.
He was excused by reason of his age.
- Ihm wurde wegen seines Alters verziehen.