Her üç haftada bir toplanırız.
- We meet every three weeks.
Biz her iki haftada bir kez tiyatroya gideriz.
- We go to the theater once every two weeks.
Soğuk hava orada haftalarca daha devam etti.
- Cold weather lasted there for weeks longer.
Tom haftalarca Mary'yi görmedi.
- Tom hasn't seen Mary in weeks.
Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
- In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
Yağmur bir hafta sürdü.
- The rain lasted a week.
Biz Paris'te fazladan iki hafta daha kaldık; ve bunu turistik yerleri gezerek geçirdik.
- We stayed an extra two weeks in Paris; and we spent it seeing the sights.
İki hafta önce, ilk kez Disneyland ziyaret ettim.
- Two weeks ago, I visited Disneyland for the first time.
I'll see you Thursday week.
... So over the coming weeks, we're going to be bringing the ...
... could somebody who had been there for five weeks, tell the person who had the title, ...