Tom düğünlerimin üçüne de geldi.
- Tom came to all three of my weddings.
Düğünlerden nefret ettiğini biliyorum.
- I know you hate weddings.
Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
- They set the time and place of the wedding.
Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
- Our teacher also said that her wedding wouldn't be the same as other people's; we asked how it would be different, but she didn't say.
Tom ve Mary'nin nikahına gitmek istemedim.
- I didn't want to go to Tom and Mary's wedding.
Tom nikah yüzüğünü çıkardı.
- Tom took his wedding ring off.
Tom ve Mary yakında 13. evlilik yıldönümlerini kutlayacaklar.
- Tom and Mary will have their 13th wedding anniversary soon.
O, işsiz olduğu için, onların evliliği başarısız oldu.
- Because he was unemployed, their wedlock failed.
Politikacı çarşamba günleri kabul ediyor.
- The politician receives on Wednesdays.
Her hafta Pazartesi ve Salı günleri piyano eğitimi, Çarşamba ve Cuma günleri dans.
- Every week I study piano on Monday and Tuesday, and dancing on Wednesday and Friday.
Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
- Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
Evlenme planlarınız nasıl geliyor?
- How are your wedding plans coming?
Evlenme planlarınız nasıl geliyor?
- How are your wedding plans coming?
Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
- Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
the PPS paper proposed a political doctrine that wedded modernization theory to U.S. support for national security states .
The priest wed the couple.
She wed her first love.
The wedding of our three companies took place last week.
Her announcement was quite a surprise, coming a month after she published the words I hate weddings with a passion and a fury I can only partially explain rationally..