O çamaşır yıkamak zorunda.
- Er muss die Wäsche waschen.
O arabayı yıkamak zorunda.
- Er muss das Auto waschen.
Ellerimi yıkamak ve dişlerimi fırçalamak zorundayım.
- Ich muss mir die Hände waschen und mir die Zähne putzen.
Kirli çamaşırları yıkamak istedi.
- Er wollte seine schmutzige Wäsche waschen.
Arabayı yıkamak beklediğimizden daha uzun zaman aldı.
- Washing the car took longer than we expected.
Tom arabayı yıkamak zorunda değil. Mary onu zaten yıkadı.
- Tom doesn't have to wash the car. Mary's already washed it.
Ben yemek yememizden önce yıkanmak isterim.
- I'd like to wash up before we eat.
Dün yıkanmak için nehire gittim.
- Yesterday I went to wash in the river.
Jane'in yıkanacak çok giysisi var.
- Jane has a lot of clothes to wash.