Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
Geriye dönüp baktığında, Tom her iki kız kardeşle aynı zamanda flört etmemesi gerektiğini anladı.
- In retrospect, Tom realized he shouldn't have been dating both sisters at the same time.
Bu arada, bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum.
- Meanwhile, I want to draw your attention to a point.
Bu arada, bizimle kalabilirsin.
- Meanwhile, you can stay with us.
Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi.
- Everybody in the building headed for the exits at the same time.
Aynı anda ikisini de yapabilir.
- He can do both at the same time.
Bu arada, bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum.
- Meanwhile, I want to draw your attention to a point.
Bu arada, zaman tükeniyor.
- Meanwhile, time is running out.
Soğuk öyle ki kuşlar anında düştü.
- The frost was such that the birds fell on the fly.