Where is the emphasis in the word Australia?
- Avustralya kelimesinde vurgu nerededir?
He put emphasis on the importance of the exercise.
- O, egzersizin önemi üzerine vurgu yaptı.
This point deserves special emphasis.
- Bu nokta özel bir vurguyu hak ediyor.
I want to stress this point.
- Bu konuyu vurgulamak istiyorum.
The author's juxtaposition of the two characters highlights their flaws.
- Yazarın iki karakterinin yan yana koyulması onların kusurlarını vurguluyor.
The author's juxtaposition of the two characters highlights their differences, but also their similarities.
- Yazarın iki karakteri bir araya getirmesi, onların farklılıklarının yanı sıra onların benzerliklerini de vurguluyor.
I stressed the point.
- Ben konuyu vurguladım.
I wrote down every phrase in his speech that he stressed.
- Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.
In Esperanto, the second-to-last syllable is accentuated.
- Esperanto'da sondan ikinci hece vurguludur.
In the word tomorrow, the accent is on the second syllable.
- Tomorrow kelimesinde vurgu ikinci hecededir.
He emphasized the importance of education.
- O, eğitimin önemini vurguladı.
You should emphasize that fact.
- O gerçeği vurgulamalısın.
You should emphasize that fact.
- O gerçeği vurgulamalısın.
The doctor emphasized that the patient had only a few days.
- Doktor hastanın sadece birkaç günlük ömrü olduğunu vurguladı.
However, stressed Vladimir Putin, today is another situation.
- Vladimir Putin vurguladı, ancak bugün başka bir durumdur.
I wrote down every phrase in his speech that he stressed.
- Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.
The word before XYZ should be highlighted in yellow.
- XYZ'den önceki kelime sarı ile vurgulanmalı.
Take a screenshot of just the highlighted text.
- Sadece vurgulanan metnin ekran görüntüsünü alın.
However, stressed Vladimir Putin, today is another situation.
- Vladimir Putin vurguladı, ancak bugün başka bir durumdur.
I wrote down every phrase in his speech that he stressed.
- Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım.