تعريف visibility في الإنجليزية التركية القاموس.
- {i} görünürlük
- görülebilirlik
- görünebilirlik
- görme imkanı
- görüş sahası
- görüş netliği (derecesi)
- {i} görüş mesafesi
- (Askeri) GÖRÜŞ, RÜYET: Hava önleme kullanımında "görüş (mil cinsinden) dir. " şeklinde kullanılır
- {i} görüş uzaklığı
- {i} görünebilme
- görüş netliği
- görüş
Sınırlı görüş nedeniyle yolculuk zor olabilir.
- Due to limited visibility navigation may be difficult.
Görüş yoğun siste ciddi olarak sınırlı idi.
- Visibility was severely restricted in the heavy fog.
- visible
- görünür
Saldırganlığın en görünür formları genellikle av ve avcı arasında görülür.
- The most visible forms of aggression are often seen between prey and predator.
Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.
- Tomorrow's total eclipse of the sun will be visible from the southern hemisphere.
- visibility distance
- görüş mesafesi
- visibility factor
- görünürlük çarpanı
- visibility chart
- (Askeri) görüş haritası
- visibility chart
- (Askeri) GÖRÜŞ HARİTASI: Belirli bir gözetleme noktasından hangi bölgelerin görülebildiğini, hangilerinin görülemediğini gösteren harita veya fotoğraf
- visibility conditions
- görüş şartları
- visibility meter
- (Meteoroloji) görüş ölçer
- visibility range
- (Askeri) GÖRÜŞ/RÜYET MESAFESİ: Büyük ve koyu renkli bir nesnenin ufukta görülebildiği azami yatay mesafe (kilometre veya mil)
- visible
- {s} görülebilir
O yıldız çıplak gözle görülebilir.
- That star is visible to the naked eye.
20 Mart 2015 sabahı sırasında tam güneş tutulması İskoçyanın kuzeybatısında yer alan Faroe adalarından ve Greenland'in doğusunda yer alan Svalbarg adalarından gözle görülebilir olacak.
- During the morning of March 20, 2015, a total solar eclipse will be visible from the Faroe Islands, located northwest of Scotland, and the Svalbard Islands, located east of Greenland.
- visible
- gözle görülebilir
- visible
- gözle görülür
- visible
- görünürlük
- visible
- gözle görülebilen
- visible
- gözle görünen
- visible
- görülen
- flight visibility
- uçuşta görüş alanı
- horizontal visibility
- yatay göruş
- Visible
- görebilir
- high visibility
- yüksek görüş mesafesi
- (weather) visibility (in miles), amount (of clouds, in eighths), (height of clou
- (Askeri) (hava) (askeri (mil) olarak) görüş, miktar (bulut); (bulut yüksekliği) tavan (bin fit); (bulut yüksekliği) taban (bin fit)
- angle of visibility
- (Askeri) GÖRÜŞ AÇISI: Bir tayyarede bulunan pilot, rasıt veya nişancının bulunduğu vaziyette görüş açısı. Bu açı, tayyarenin kanat, kuyruk gibi satıhlardan biri tarafından kapatılmayan kısım
- ceiling and visibility unlimited
- (Askeri) tavan ve görüş açık
- emergency low visibility approach
- (Askeri) acil durum düşük görüş yaklaşımı
- flight visibility
- (Askeri) UÇUŞ GÖRÜŞ MESAFESİ: Uçuş halindeki bir uçağın pilot kabininden bariz ışıklı olmayan cisimlerin gündüz tanımlanabildiği ve bariz ışıklı cisimlerin geceleyin tanımlanabildiği vasati ufki mesafe
- ground visibility
- (Askeri) YERİN GÖRÜNEBİLİRLİĞİ: Dünyanın yüzeyi yakınında, güvenilir bir gözlemci tarafından rapor edildiği üzere, sürmekte olan yatay görünebilirlik
- joint personnel asset visibility
- (Askeri) müşterek personel malzeme görüşü
- joint total asset visibility
- (Askeri) müşterek toplam malzeme görüşü
- low visibility
- düşük görüş mesafesi
- low visibility operations
- (Askeri) DÜŞÜK GÖRÜŞ ŞARTLARINDA HAREKAT: Kapalı ve gizli harekatlarda varolan siyasi/askeri sınırlamaların gerekli veya mümkün olmadığı koşullarda yapılan hassas harekatlar; önlemler, ilgili kimselerin veya faaliyetin görünmesini sınırlamak için alınır. Bu harekatların uygulaması bu işe kalkışan gücün hareketlerini ve/veya sorumluluğunu makul bir şekilde inkar edebileceği şekilde yapılmalıdır
- oblique visibility
- (Meteoroloji) eğik rüyet
- prevailing visibility
- (Meteoroloji) hakim görüş
- radius of visibility
- (Askeri) GÖRÜŞ YARIÇAPI: Bir gözcünün belirli bir noktadan her istikametle görebileceği azami mesafe. Özellikle bir uçaktaki rasıdın görebileceği mesafe
- radius of visibility
- (Askeri) görüş yarıçapı
- runway visibility recorder
- (Askeri) pist görüş kayıt cihazı
- total asset visibility
- (Askeri) toplam varlık imkanı
- unlimited visibility
- (Havacılık) sınırsız görüş
- visible
- {s} açık, belli, gözle görülebilir
- visible
- {s} mevcut
- visible
- {s} göze çarpan
Dün kuruldan yeni bir direktif aldık. Onlar en göze çarpan projelere odaklanmamızı istiyor.
- We received a new directive from the board yesterday. They want us to focus on our most visible projects.
- visible
- {s} görünen
Renk tüm görünen şeylerin en kutsal unsurudur.
- Color is the most sacred element of all visible things.
- visible
- {s} açık
Açık havada, Estonya kıyısı Helsinki'den görülebilir.
- During clear weather, the coast of Estonia is visible from Helsinki.
- visible
- görünebilir,görünür