Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
- Air is a mixture of various gases.
O ofisteki birçok insanı taklit ediyordu.
- She was mimicking the various people in our office.
Bu oda birçok amaçla kullanılır.
- This room is used for various purposes.
Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
- The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.
Ken'ichi tarafından yapılan düzenlemeler sayesinde, kadınlar kasaba civarında çalışmak için değişik yerler buldu.
- Thanks to the arrangements made by Ken'ichi, the women found various places to work around town.
Bu mağaza her türlü yabancı dil dergilerine sahiptir.
- This shop has all kinds of foreign-language magazines.
Atlet her türlü sporda yükseldi.
- The athlete excelled in all kinds of sports.
Her tür tabloyu severim.
- I like all sorts of paintings.
Her türlü grup etkinlikleri vardı.
- There were all sorts of group activities.
Tom her çeşit şeyi oldukça iyi yapabilir.
- Tom can do all sorts of things quite well.
Sergiye her çeşit insan geldi.
- All sorts of people came to the exhibition.
Diplomatlara çeşitli ayrıcalıklar tanınır.
- Diplomats are allowed various privileges.
Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz.
- Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.