Bir yerel televizyon kanalı için video çekti.
- He took the video to a local TV station.
I got a video cassette recorder cheap at that shop.
- O mağazadan ucuz bir video kaset kaydedici aldım.
I saw the movie on video.
- Filmi videoda izledim.
Tom rented a movie at the video store.
- Tom video mağazasından bir film kiraladı.
I recorded a rugby game on videotape.
- Bir rugby maçını video kasete kaydettim.
Dan videotaped Linda's apartment.
- Dan, Linda'nın dairesini videoya aldı.
... >>Marissa Mayer: So on the topic of videos, you're ...
... So let's take a look at two videos. ...