Debby'ye merhaba dedim fakat o beni bütünüyle görmezlikten geldi.
- I said hello to Debby but she totally ignored me.
O bütünüyle adil değil.
- That's totally unfair.
Çok üşüyorum. Sanırım nezle olacağım.
- It's terribly cold. I think I'm going to catch a cold.
Sana yardım etmek isterim ama çok fazla meşgulüm.
- I'd love to help you out, but I'm terribly busy.
Tom şu anda son derece meşgul.
- Tom is terribly busy at this time.
Bu sabah son derece sıcaktır.
- It is terribly hot this morning.
O korkunç bir şekilde yanlış olurdu.
- That would be terribly wrong.
Korkunç bir şekilde korktum.
- I was terribly frightened.
Tom tamamen heder olmuş.
- Tom was totally wasted.
Siz acayip kılıklı herifler tamamen cahilsiniz.
- You guys are totally clueless.
Benim yavru köpeğim öldü ve ben berbat bir şekilde üzgünüm.
- My puppy died, and I'm terribly upset.
Tom'a berbat bir şekilde muamele edilmişti.
- Tom was treated terribly.
Aşırı derecede pahalı.
- It's terribly expensive.
Bu hafta her ikimiz için de aşırı yoğundu.
- This week has been terribly busy for both of us.