Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
Tom konserden çok fazla hoşlanmadı.
- Tom didn't enjoy the concert very much.
Tom Fransızcayı çok fazla konuşmaz.
- Tom can't speak very much French.
Tehlikenin gayet farkındayım.
- I'm very much aware of the danger.
Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.
- Thanks very much for having me to dinner the other night.
Onu bildiğim için çok rahatladım.
- I am very much relieved to know that.
Sana çok, çok teşekkürler!
- Thank you very, very much!
After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.