Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
- Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
Bir ulusun büyük olması için mutlaka güçlü olması gerekmez.
- A nation need not necessarily be powerful to be great.
Tom gerçekten muhteşem zaman geçirdi.
- Tom had a really great time.
Muhteşem bir yardımcısın.
- You've been a great help.
Akşam yemeği çok güzeldi.
- The dinner was very good.
Çok güzel!Çok başarılı bir iş çıkardın.
- Very good! You did an excellent job.
İtalya'da yemekler harikaydı.
- The food was great in Italy.
Bu pilavın harika tadı var.
- This pilaf tastes great!
Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.
- A tiny spark may become a great flame.
O, onların torun oğlu doğmadan önce kanserin kocasını öldüreceğinden korkuyordu.
- She feared cancer would kill her husband before their great-grandson was born.
Kocasının hastalığı ona büyük endişeye yol açtı.
- Her husband's illness caused her great anxiety.
Vergi artışları hayatlarımızı önemli ölçüde etkiledi.
- The tax increases affected our lives greatly.
O çok önemli bir adam.
- He is a man of great importance.
Bob ve ben çok iyi arkadaşlarız.
- Bob and I are great friends.
O kayakta çok iyidir.
- She is great at skiing.
Herkes Nomo'un müthiş bir atıcı olduğunu düşünüyor.
- Everyone considers Nomo a great pitcher.
Bu müthiş bir fırsat.
- It's a great opportunity.
Senin harika yeteneğin var. Sen gerçekten yeteneklisin.
- You have great talent. You are truly gifted.
İngiltere ve İskoçya, 1 Mayıs 1707'de birleşti ve Büyük Britanya Krallığı'nı oluşturdu.
- England and Scotland were unified on May 1, 1707, to form the Kingdom of Great Britain.
Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
- To our great surprise, he suddenly resigned.
Bob ve ben çok iyi arkadaşlarız.
- Bob and I are great friends.
İyi sağlık büyük bir nimettir.
- Good health is a great blessing.
Ekmeğin üzerindeki tereyağı çok iyi.
- The butter on the bread is very good.
Benim çok iyi bir sözlüğüm yok.
- I haven't a very good dictionary.
His concert was great.
- His concert was very good.
... have played a very good groans welcome ...
... JEFF JARVIS: He's very good. ...