versager

listen to the pronunciation of versager
ألمانية - التركية
[der] başarısız kimse
الإنجليزية - التركية

تعريف versager في الإنجليزية التركية القاموس.

breakdown
(Nükleer Bilimler) kırılım
breakdown
(deyim) bozulma (makina);asap bozulması
breakdown
parçalanmak
breakdown
(Askeri,Ticaret) dağılım
breakdown
(Bilgisayar) duraksatma
breakdown
(Gıda) kırılma
breakdown
tahlil
breakdown
(Ticaret) müfredat
breakdown
çürümek
breakdown
(İnşaat) atlama
breakdown
durma

1679'da, o bir sinir krizi geçirdikten sonra Newton'un işi durma noktasına geldi. - In 1679, Newton's work came to standstill after he suffered a nervous breakdown.

breakdown
(sinirsel) bozukluk
breakdown
inceleme
breakdown
arıza

Bir arıza mı yaşıyorsunuz? - Are you having a breakdown?

O arızaya sahip oldu. - She caused the breakdown.

breakdown
{i} çöküntü

Tom'un sinirsel çöküntüsü vardı. - Tom had a mental breakdown.

breakdown
{i} ayrıntılı hesap
breakdown
{i} bozulma

Müzakerelerde bir bozulma savaş anlamına gelecektir. - A breakdown in the negotiations will mean war.

Sanırım görüşmenin bozulması için kısmen suçlanacaksın. - I think you're partly to blame for the negotiation breakdown.

breakdown
inceleme/bozukluk/arıza