Dan'in sorgu odasına girmesine izin verildi.
- Dan was allowed into the interrogation room.
Tom sorgu odasına giden kapıyı açtı.
- Tom opened the door to the interrogation room.
Tom bütün sabahı sorgulama odasında geçirdi.
- Tom spent all morning in the interrogation room.
Sami polis sorgulama odasındaydı.
- Sami was in the police interrogation room.
Dedektif Dan Anderson daha fazla sorgulama için Linda'yı karakola götürdü.
- Detective Dan Anderson took Linda to the station for further questioning.
Böylesine sorgulama rutin polis işidir.
- Such questioning is routine police business.
Neden bizi sorguluyorsun?
- Why are you questioning us?
Otoritemi mi sorguluyorsun?
- Are you questioning my authority?
Dedektif Dan Anderson daha fazla sorgulama için Linda'yı karakola götürdü.
- Detective Dan Anderson took Linda to the station for further questioning.
Polis onu sorgulamak için durdurduğunda Tom kaçmaya çalıştı.
- When the police stopped him for questioning, Tom tried to make a run for it.
Tom Mary'ye sorgulayarak baktı.
- Tom looked questioningly at Mary.
Sorgulama sırasında, Fadıl herhangi bir soruyu cevaplamaya hazır ve istekli görünüyordu.
- During the interrogation, Fadil appeared to be ready and willing to answer any question.