verklemmen

listen to the pronunciation of verklemmen
ألمانية - التركية
(sich verklemmen) sıkışmak
sıkıştırmak
sich verklemmen
sıkışmak
الإنجليزية - التركية

تعريف verklemmen في الإنجليزية التركية القاموس.

jam
sıkışıklık

Tom sıkışıklıktan çıkmama yardım etti. - Tom helped me out of a jam.

Elektrik prizinde sıkışıklık vardı. - There was jam in the electric outlet.

jam
tutukluk yapmak
jam
sıkıştırılma
jam
(Askeri) Tutukluk yapma (silah), karıştırma(k)
jam
(Askeri) TUTUKLUK: Otomatik bir silahta, ateşleme mekanizması gibi bir tertibatın çalışmasına engel olan sıkışıklık veya tutukluk
jam
bir araya sıkışm
jam
{f} yayını bozmak
jam
{f} sıkıştırmak
jam
bozmak
jam
{i} kolay şey
jam
{f} doğaçlama çalmak (caz)
jam
reçel/açmaz/kalabalık
jam
{f} basmak
jam
jam boz/sıkış/sıkıştır
jam
{f} kıstırmak
jam
{i} çocuk oyuncağı
jam
{i} reçel, marmelat
jam
(isim) reçel, sıkışıklık, izdiham, tıkanıklık, kolay şey, basit şey, çocuk oyuncağı
jam
bastırmak
jam
çalışmaz veya işlemez hale gelmek sıkışma
ألمانية - الإنجليزية
to jam something
to jam up something
jam
sich verklemmen
to get stuck
sich verklemmen
to seize up