Biz onu bir asistan olarak onu işe aldık.
- We employed her as an assistant.
O, asistanına oldukça fazla güvenir.
- He trusts his assistant quite a lot.
Yardımcısı ayakkabılarını parlattı.
- His assistant polished his shoes.
Kendisi bir arkeolog'un yardımcısıdır.
- He is an archeologist's assistant.
Dan tezgahtarı kurtardı ve yangını söndürmeye çalıştı.
- Dan rescued the shop assistant and tried to put out the fire.
Yaşlı insanlar tezgâhtar tarafından kandırıldı.
- Old people were tricked by the shop assistant.